15 Ekim 2014 Çarşamba

Yetmişbeşinci gün

Bugün seni ilk kez yıkadık Kurabiye. Altın değişirken çıkardığın sesleri düşününce, banyodan nefret edeceğini sanıyordum ki öyle olmadı, ve üzerine uzun uzun uyudun. Babanın, yangın anında suyuna diyazem katma fikrinden daha cazip olabilir seni yıkamak, sakinlemen için. Değerlendireceğiz bunu.

Doktor randevularının bazıları alındı. Yarın işitme testine gireceksin, umarım iyi geçer her şey, yeni sınavlara gebe olmaz günümüz. Ardından da TSH değerlerin için-ki bundan daha çok korkuyoruz- doktor kontrolün olacak. Cuma da baban sana bir aşı alacak, sanırım Pazartesi de o aşı sana yapılacak.

Yurdumun muhtelif yerlerinden anneler-öyle çok çok da değil sayıları, yanlış olmasın, cici birkaç anne işte, genelde de erkek anneleri, inanır mısın- güçlü ol diyor bana. Korkma diyor, korkunun üzerine git, diyor. Nispeten daha iyiyim, daha da iyi olurum umarım.

Saçların uzuyor gibi geliyor bana, boyun da sanki haliyle uzuyor. Alt değiştirme yerinde cetvel var bir tane. "Alt değiştirmicem işte!" diye kendini kastığında bacaklarını da uzatıveriyorsun bilmeden, hop çekiştiriyoruz altındaki alt değiştirme bezini, hizalıyoruz boyunu ölçmek için. Mimiklerini taklit ediyoruz, ben gaz çıkartma hareketlerini baban üzerinde deniyorum. Hareket kendine göre uygun olduğunda gaz çıkartılıyor senin gibi.

Sonra, dün akşam ilk defa TVde dizi izledik sen uyurken. Ama farklar geldi oturdu tabi. Sesini her zamankiden az açtık ki, sen içeride ağladığında duyabilelim. Daha önce çay molası için ara verirken, bu defa senin ağlamalarınla aralandık. Ve hatta son ağlayışın dizinin bitimine iki dakika kala falandı. Dizi bitsin bakarız, diyemeyeceğimizden sezon finalini seninle yapmış olduk.

Bebeklerin ağlamaya, sadece ağlamak için ağlamaya çok ihtiyaçları olduğunu uzun uzun anlatan bir kitap vardı. Bazı nedenini anlayamadığım ağlamalarında bunu düşünüyorum. Umarım daha çok düşünmem gerekmez yine de. Kitaptan uzun uzun okurken iyiydi de, başına geldiğinde yaşaması pek cici bir deneyim olmuyor sanki.

Uyu, büyü Kurabiye...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder