18 Ekim 2014 Cumartesi

Gecikmeli yetmişyedinci gün

Evet ilk gecikme geldi Kurabiye. Çok vakit bulamadığımdan değil de, elim gitmedi yazmak için. Şimdi de kısa geçicem o kısmı, bizi biraz korkuttun dün, umarım bir daha olmaz ve ben de çabuk çıkarım etkisinden.

Deden geldi Ankara'dan dün, yıllar sonra ilk defa otobüse bindi seni görmek için. Bu akşam da dayın geliyor ta Oslo'lardan. Sana pabuç getiriyormuş oralardan, kaç numara giyiyor eleman diyormuş ananeye. O da serçe parmağım kadar ayağı, demiş. Görücez ne kadarlık bir pabuç gelecek kuzeyden.

Seni beslemek için saatin alarmı ile uyanıyorum, daha doğrusu öyle sanıyordum. Dün akşam saatin kapandığını bu sabah farkettim, sen kurulu saat gibi tüm beslenme saatlerinde kibarca uyandırmışsın beni. Sana güvenebiliriz demek ki Kurabiye...

Bugün yalancı mobilyacılar, yatağını getirecek, biz de bir haftadır odadan odaya seni ve yatağını taşımayı keseceğiz. Ama eve gelsin diye beklenen teknik servisler gibi, mobilyacılar da gelicez deseler de gelmeyebiliyorlar. Bunların hepsini bir bir öğreteceğiz sana inşallah.

Alt değiştirme seanslarında bana yardımcı olduğunu farkettim, bu işbirliğinden pek memunum. Kirli bezi altından alabilmem ve temiz bezi geri koyabilmem için, gereken zamanlarda poponu kaldırıyorsun. Yedi günde bunları öğrendiysek, süper bir ekip olabiliriz. Acıktığında da ağzını şapırdatıyorsun zaten. Bir de "üşüdüm, bu ne sıcak" ları diyebilsen, ha bir de "o nasıl biberon tutuş, eğsene şunu adam gibi" desen tamam olacak.

Öptük Kurabiye seni...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder