9 Ekim 2014 Perşembe

Altmışdokuzuncu gün

Okuyucularımız azalıyor Kurabiye. Yani tam anlamıyla günlük olmaya doğru ilerliyor, değil mi. O da güzel, bu ara her şey bir parça güzel zaten.

Yere halı serdik bugün temizlikten sonra misal, ev oldu şimdi burası, sana yakışacak bişi oldu, seni halıda hayal edebildim daha ne olsun parkede hayal edemezken. Annen, evet birazcık şaşkın Kurabiye.

Şaşkın demişken, dün akşam hastanede seni görmek için beklerken, mühim düşüncelere daldım. Sana body giydirirken, önce kafanı mı yoksa kollarını mı sokmalıyız, dedim. Düşün anne düşün dedim kendime, kendini düşün dedim. Kazak giyerken önce kolları sokuyor musun, yok dedim. Sonra babana söyledim kahkahalarla. Ben gülüyordum ama o gülmüyordu Kurabiye. Hatta beni babaannelere taşınmakla tehdit etti eğer bir an önce kendime çeki düzen verip, sorumlu bir annelik sergilemezsem. Artık biliyorum Kurabiye, önce baş, sonra kollar.

Ama ben sana bugün başka bir şeyler anlatacaktım. Sana masal sevdiğimden bahsetmiştim. Deli deli kurslara gittiğimden, yazmak ve anlatmak hakkında minik bir şeyler öğrendiğimden. Bu bilgi bir saklı dursun şimdi. Sen bugün yine emziği biraz tutup, sonra atı atıverdin hemşire gelsin sana dokunsun, seni okşasın, tekrar emzik versin diye. Bu hadise üç dört kez cereyan etti. Kızcağız artık kafanı bana doğru çevirmeye başladı her defasında, anneye bak oyalasın seni, atma şu emziği dedi. Ben de sana, evde atarsın burada atıp durma, sayılı gününde yıldırtma ablaları nolur, dedim. Dinlemedin. Sonra ben sana masal anlatmaya başladım cam ardından. Orman cinleriyle, gökyüzünden gelen kirpinin hikayesini anlattım uydurup. Sen dinledin hepsini, gelen geçenler baktı, size bakıyor bu çocuk, dediler. Masal anlatıyorum çünkü, dedim. Sen baktıkça ben heyecanlandım, masal saçmalaştı, topladım birazcık, bağladım. Sonra masal bitti, son kelimeyi de bağladım, sen emziği attın. Ben de yazdım bu kareyi altın harflerle anneliğime Kurabiye. Masal işini geliştireceğim zaman içinde. Sen de zürafa, ben diyeyim tavşan, gezeceğiz hayvanlar alemini seninle.

Terzi amcaya uğradım yine, bir ümit yastık kılıfları olmuştur diye. Durumu bir daha anlattım, yarın alayım ki hazır edeyim ertesi güne, dedim. Ne dese beğenirsin, "yarın sabah bir uğra" dedi. Yaşasın, dedim. Uğrayacağım.

Beni bekle akşam beslenme saatine Kurabiye. Renkli uykuların, kolay gazların, lezzetli sütlerin olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder