23 Eylül 2014 Salı

Elliüçüncü güne ek

Bugün çok güzeldin Kurabiye. Hepimizi çok mutlu ettin, o yüzden yazmalıyım ki hatırlayıp çoğaltalım ileride bunu da.

Sütün ağzından yeni alınmış gibi sarhoştun ilk perde açıldığında, popon ve gövden tamamen yana kaymıştı ki, bunun senin yaptığını seni öyle yatırmadıklarını çok iyi biliyoruz artık. Hemşire alıp çekmeye kalktı seni, elinle o kadar sıkı tutuyordun ki yatağı, bırakmadın. Kadın baktı gelmiyor gövdenle kafan, elini farkedip tek tek ayırdı parmaklarını yataktan. Anca öyle aldı seni de, ortaladı yatakta.

Baban sigarayı bırakıyor senin için, ufak denemeler henüz ama çok büyük adımlar bunlar Kurabiye. Nikotin sakızı girdi hayatımıza yeniden ve gördüm bugün, sen yatağı tutup bırakmayınca, attı bir sakız ağzına rahatlayıp. Canavar gibi bu çocuk, hiç bir şey olmaz işalah maşalah dedi sana.

Yan kurabiye anneleriyle konuştuk yine. Biriniz yakında taburcu oluyor, ona sevindik. Emzirecek bugün annesi, yine yaşamayanın anlayamayacağı cinsten heyecanlar bunlar. Kuvöz arkadaşlarını çıkışta buluşturacağız misal. Üçünüzün yanyana fotoğrafını mı çeksek aslında, çıkışta konuşursunuz:

"Senin neyin vardı kardeş? Ne bileyim su mu gelmiş ne gelmiş, benimkinin de kanaması olmuş, benimkinin yeri dar gelmiş bana küçücük kalmışım"

"Sen kaç gün yatmışın kardeş? Ben bir ay mı ne yatmışım, öyle bakmışlar cam ardından bana, anne baba dede anane babanne hep birlikte. Top mu oynasak biraz?"

"Kurabiye Kız'a hangimiz talip oluyoruz peki, kavga etmeyelim bak aramızda, kaç haftanın kuvöz kardeşliği var arada..."

Neden olmasın...

:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder