26 Eylül 2014 Cuma

Ellialtıncı gün

Sevgili Kurabiye,
Bugün emme güdülerinin çalışmaya başladığını öğrendik. Günlerdir midene kadar giden sondan bugün yoktu, inşallah böyle devam edersen tekrar takılmayacak. Sen çok hareketli olunca acaba sütten mi diye düşündüm bugün ben. Hani o minicik kollarını adeta "bunlar da ne!" der gibi bakıp sağa sola atıyorsun ya, ben kendime göre hareketliyim evde dışarıda, sütten sana mı geçiyor acaba diye bir düşündüm. Olabilir mi ne dersin?

Sonra hareketlerini inceledik bugün babaannenle, ben evde denesem bu çabuklukta yapamam sanırım. Kollar önce aniden iki yana-aynı anda ikisi de- sonra aniden ayaklar yerinde mi, bez yerinde mi kontrolleri için aşağılara; sonra göğüs hizasında dinlendirmece, sonra yüz kontrol, burun delikleri orada mı, yanak düzgün mü. Bir yandan bunlar olurken minik bir fasülye gibi de tüm vücut olarak kıvrılıyoruz. Sonra ani uyku, sonra yeniden... Benim sana öğreteceğim esneme hareketi kalmamış olabilir, çalışacağım üzerine.

Sonra, meraklı sürahi teyzelerden bahsetmem gerek sana biraz daha. Camdan cama bakışırken biz, hop arkada biten gölgelerden, "a bebek var burda biz de bakalım azıcık"cılardan. Ve konuşmaya giriş sorularından, "sizin mi?" her defasında "evet" desem de, içimden onlarca farklı cevap veriyorum aslında Kurabiye. "Yok komşunun, onlar bugün çamaşır yıkıyor, o yüzden biz geldik" demek istiyorum misal, ya da ya da "yok, çok beğendik, ondan biz bakıyoruz" olabilir. 

Bir de "a çok küçükkk" var, ona da genelde "evet" diyorum ama içimden "Sen de bayağı kısa boylusun, bir şey diyor muyuz?" ya da "Sensin küçük, gitsene işine buradan sen", ya da "Sen neden yoğun bakım katındasın bir onu der misin bana?" ya da en masum -ve bunu bazen diyorum yüzlerine aslında "Küçük oldukları için buradalar ya zaten" diyorum. Şimdi seni ileride doktora buraya getirirsek, her kontrole geldiğimizde ben de sana bebekleri gösterecek miyim acaba. Suratı renkten renge giren, çaresiz bakışlı annelere seni gösterip "Bu da buradaydı bakın bakın" diyecek miyim. Hiçbir faydası yok bu anlamsız sevinç paylaşımın, benim üzerimde hiç etkisi olmadı en azından. O yüzden yapmamak istiyorum, sen de durdur beni olur mu. Boş yere anneleri germeyelim oracıkta, bizi gerdiler oradan biliyoruz biz yoğun bakım anneleri koalisyonu olarak.

Ben seninle evde falan da yüksek sesle konuşmaya başladım, yani başlamışım bugün farkettim. Biraz endişe ettim ruh sağlığımdan. Camdan cama oluyor da, evden hastaneye neden olmuyor dedim sanırım. Ama duyduğunu pek sanmıyorum ya da duyuyorsun emin değilim. Süt sağarken, süt sağmaya gecikirken- özür ve açıklama mahiyetinde- ve sağılan sütü kaldırırken genelde durumdan haberdar ediyorum seni.

Mevsim dönüyor dışarıda, eve hayırlısıyla geldiğinde sanırım hava yağmurlu olacak. Doğada duyduğun ilk seslerden biri yağmur sesi olabilir. Yağmur bazen çok güzeldir, ki bu anlatmıştım başka bir yazıda sana. Bakalım sen sevecek misin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder