6 Kasım 2014 Perşembe

Doksanyedinci gün

Bugün aşı günü. Aynı zamanda temizlik günü, temizlik mühim çünkü temizlikçi abla sana cici hediyeler getirmiş. Bir baktı sana, "oh kocaman olmuş onbeş günde, ne iyi bakmışın annesi" dedi bana, "süt istedi verdik, kaka dedi aldık canım..." dedim mütevazıca, iyi demiş miyim?

Bana baktı sonra, çocuk büyümüş sen küçülmüşün, dedi, betin benzin bembeyaz, zayıflamışın, dedi. Tahin helva tembihini yineledi ben ağzıma tıkıştırırken bulduğum yiyecekleri. Sen büyürken ya da hepimiz büyürken birileri küçülüp un ufak mı oluyor Kurabiye? Ne garip düzen değil mi, belli miktarda enerji var belki, birileri alınca birilerinden çekiliyor belki. Ya da işte uykusuzluk açlık falan bana oyunlar oynuyor.

Aşı Verem içindi, umarız ateşlenmeyeceksin. Hemşire ablalar da gördü seni, onlar da çok sevdi, kocaman olmuş, annesi ne iyi bakmış, dedi. Hoşuma gitti bişileri iyi yapmış olmak, öyle olmasa bile çok, öyle denmesi hoşuma gitti.

Sonra, alt kattaki cici teyze uğradı, pazara gidiyorum bişi ister misin, dedi. Pazarın kendini istiyorum aslında teyzecim, dedim gülümseyerek. Ben pazara gitmeyi çok severdim ya da severim Kurabiye. Senin güzel varlığından ötürü diyeyim hadi- yüzünden demeyeyim, gidemiyorum artık. İstedim bişiler yine de pazardan, senin de benim de boğazımdan pazar meyve sebzesi geçsin diye.

Sonra ne diyeceğim, dünkü sütten sonra gaz çıkartırken sen, yani geğirirken, soğan koktun gibi geldi Kurabiye. Utandım hafif, soğan süt yapar dendiğinden ötürü hemen her gün yedim, yiyorum. Ama sütle bunun da tadının kokusunun sana geçeceğini hiç düşünmemiştim. Umarım yakmıyorumdur mideni, boğazını. Her şey şifa için tatlım, icabında kekik de nane de yer annen, dengeler olanı biteni.

Uzun uykuların, bol kakaların, iştahların olsun minik kocaman adam...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder