14 Aralık 2014 Pazar

Yüzotuzbeşinci gün

Bugün yine sokak günü idi Kurabiye. Bu kış güneşi bize elverdiği müddetçe çıkaracağız seni inşallah. Ve hatta hafta içleri biz senle evde yalnızken de çıkarsa bu güneş, heybeme atıp yollara vuracağım seni. Bu heybede sen henüz sadece benim göğüs kafesimi görebiliyorsun ama, sesleri duyup, tıngırtıyı duyuyorsun; seni yolda uyutan bu sanırım. Acısı çıkacak hepsinin merak etme, bir bir gezdiricez gezdiğimiz her yerde seni. Şimdilik ev civarındaki esnaf işlerini birlikte halledip, seni yaş ve meslek olarak bizden farklı gruplarla tanıştırarak başlayabiliriz gibi geldi, bakalım.

Bugün senden dört beş ay büyük bir abla ile tanıştın, daha doğrusu o senle tanıştı. Böylelikle seni bilerek gören ve yanaklarını sıkmak isteyen ilk arkadaşınla karşılaşmış oldun.

Sokakta kesinlikle huzurlusun, bak bunu da çok söyleyip duruyorum hoşuma gittiği için, bir yerinden bir şey çıkmaz umarım. Sokak olmadan evde durmazmışsın, sokaktan eve girmek hiç istemezmişin, ayaklanınca sokaklara gider hiç gelmezmişin, Allah baba korusun.

Sonra dün akşam ilk defa beş saat aralıksız uyuyarak beni şok ettin. Aklın neredeydi de uyandırmadın, da diyebilirsin ama basiretim bağlandı işte aralarda niyetlendiysem de. Hani vesile ile ben de neredeyse deliksiz beş saat uyudum, az şey değil nereden baksan. Hiçbir şey olmamış gibi uyandın ben zorlayınca, ağzınla arandın, süt içtin sonra yine uyudun. Oğlan büyüyor eyvah dedim, artık daha az uyanıp, daha uzun süre tok durabiliyor, organları üzerinde hükmü var, artık dedim. Sonra sardı bir korku, bir hüzün. Bildiğin büyüyor bu, dedim. Büyümesin, dedim. Geçip gidecek bu dönemleri hemencecik demek ki, dedim. Tulumları da küçük geliyor zaten, dedim. "Her yaşın ayrı güzelliği var" anne vecizesini yine anımsadım. Haklı olabilirler. Her anının tadını ayrı çıkarabilmek istiyorum. Zaman dediğimiz hızlı, ömür dediğimiz aslında kısa. Düşünsene sen eve geleli beri bile iki ayı, doğalı ise dörtbuçuk ay oldu.

Büyü ama yavaş büyü Kurabiye, bize de tadını çıkara çıkara, koklaya koklaya, hissede hissede yaşamak nasip olsun.

Uyku mühim, o da arada gelsin yoklasın bizi, onsuz olmasın. Ama artık heybede durabildiğini ve hatta zor da olsa emebildiğini gördüm, bundan sonra çok farklı olabilir yaşantımız.

Öptüm seni banyolu boynundan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder