9 Nisan 2015 Perşembe

İkiyüzkırkdokuzuncu gün

Bugün dayını yolcu ettim Kurabiye. Yine gelecek seni bizi görmeye. Ailemizin foturafçısı tadında çot çot foturaflarımızı çekti, gitti kıvırcık saçlı adam. Hangi duvara hangi birini asalım, bilemedim. Yanımda sen dururken, çektiği foturaflara bakıp onları daha çok bile beğendiğim oldu ne yalan diyim. Fotojeniksin tüm bebekler gibi deyip çıkalım mı işin içinden?

Yazıyı yazmaya sabah başlayıp durmuştum, gün belki çok enteresan şeyler getirir bırakır avucumuza yamacımıza, diye. Gün, bolca yağmur ve ayaz getirdi. Dayını yolcu ettikten sonra, çok sevdiğim pijamalarımla gezindim tüm gün, sen Hayat Abla'ya gülücükler atarken, elinden her şeyleri yerken, seninle oynarken. Seni bir pencereden izlemek gibiydi olan biten. Tuhaf, ne daha az yoruldum, ne seni anladım ne yaşıyorum diye. Kızını ne kadar sevdiğini, evlat sevgisinin bambaşka olduğunu anlattı Hayat Abla sonra, akşam seni bıraktıktan sonra kızını dizine yatırıp sevdiğini, kızıyla birbirlerine aşık olduklarını anlattı. Ben emin değilim ne hissediyorum demiş bulundum o böyle anlattıkça, tabi ki seviyorum seni de, şu an ilişkimiz eşitlikten çok öte bir yerde, sanırım ondan tuhaf biraz. Sen bana muhtaçsın, sen bana mecbursun annem. Memelerim sana uzanmak zorunda, tatlı bir annenin de çok net ifade ettiği gibi, sana bakmasam, size bakmasak ölürsünüz çok basit Kurabiye. Bu da ilişkiyi, en azından şimdilik hafif tuhaf yapıyor sanki. Tabi sen bunları okurken yine, çoktan çoktan ikimiz de dana kadar büyümüş olacağız, ben bu aralarda derelerde saçmaladığımda kalacağım. Olsundu, hayat öyle güzeldi diyeceğim, yani herhalde öyle derim.

Neyse tatlımcım, melek diyor sana Hayat Abla, ne verse yiyorsun elinden. Evi de çekip çeviriyor, alışıvereceğim diye korkuyorum ben de, onsuz evi halledememekten, sana yedirememekten filan korkuyorum bazen. İnsanoğlu işte, her rahatlıkta bir rahatsızlık bulmaya ne kadar da hazır. Hadi hepimiz değil, benim gibi dayın gibi zaman zaman, rahatsızlığa oldukça meyilli tipler ne kadar da hazır...

Yarın kendi çapında hayta bir gün olacak, hadi yarın diyeyim olan biteni o zaman. Sen şimdilik uyu bizi korkutmadan, demiştim ki uyandın Kurabiye, olsundu hayat öyle de güzeldi.

Öptük seni..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder