5 Nisan 2015 Pazar

İkiyüzkırkbeşinci gün

Bugün değilse de dün kendi çapında büyük bir gündü Kurabiye senin için. Ve hatta o yüzden mışıl mışıl uyuyorsun bugün süt ertesi pekmez ertesi oyun ertesi uykunda...

Deniz kıyısında, annenin babanın ve dayının pek sevdiği bir yerdeydin dün. Seninle sezon açmış olduk, Nisan'a bir daha merhaba demiş olduk. En son sen karnımdayken, o da sanırım yedi aylık kısa yolculuğumuzda üç kez gittiğimiz sahile sen kucağımda ilk kez gittik. Abiler bira içtiler, ben şeftalili çay içtim, olsun. Olsun gözüm olsun. Sen yattın yuvarlandın yanımızda, köpek gezdirdikleri, uçak uçurdukları yerde, ben ilk defa seni taşıdım kolumda. Vay be, dedim kendime. Emziren arkadaşları görüp, çocuğu yuvarlanan arkadaşları görüp özendiğim yerde şimdi ben de seni taşıyordum keyifli bir günde. Güzel miydi, güzeldi be Kurabiye. Orası, bana bu şehirde yaşamayı sevdiren nadir yerlerden biri, dayını sonsuz bir şimdide kilitleyen, babana onca yol yürüttükten sonra, oh be dedirten bir yer orası. Ve sen de bizimleydin bu defa.

Senden bahsettiğimi duyup uyandın şimdi Kurabiye. Önünde koca bir hayat olması heyecanlandırıyor bazen bizi, bazen de yoruyor ohooo diyoruz, daha neler gelecek başına. O zaman bencillik miydi, çocukluk muydu neydi seni yapmak, diyoruz. Yapıp kaçtık mı yoksa diyoruz. Kaka, gaz ve sütten ibaret olmadığında hayat, bize kızar mısın acaba diyoruz, ama hatırlamayacaksın bugünleri, o yüzden kızmak aklına gelmeyecek diyoruz. Onun yerinde olmak isterdim diyor seni görenler, biz de diyoruz, ama bugünleri hatırlamayacak ki o, diyoruz sonra.

Garip bir düzen Kurabiye, en huzurlu görünen hallerimizi, zamanlarımızı büyüyüp adam ve kadın olunca hatırlamıyoruz, ya da öyle sanıyoruz. Yoksa yerde yuvarlanan, kulağına adın fısıldanınca gülümseyen, mememi koklayıp uykuya dalan, dalarken parmaklarını alnına dayayan halini unutmak ister mi insan, istemez. Basitliğindeki, dosdoğruluğundaki güzellik, kocamanlık, olduğu gibi akan halin, mest ediyor bizi. En azından beni Kurabiye, ediyor ki bunca yazdırıyor bana.

Beni kadın, ben anne, beni insan yapıyorsun Kurabiye.Ve güçlü ve kocaman, dirençli ve umutlu ve de her zamankinden güleryüzlü yapıyorsun. Dayın dedi, sana bir şey olmuş, dedi, ne olduysa devam etsin, dedi. Düşündüm, bana en çok sen oldun Kurabiye. Minicik bir yüzde kocaman bir gülümseme ve gökyüzü renkli gözler oldun. Kokusundan bir parça alıp üzerime sürmek istediğim bir tosbağacık oldun. Popomdan uydurduğum şarkıları hayranlıkla dinleyen iki minik kulak oldun, yeri göğü inletsen de ağlamaktan, kucağımda susan bir büyü oldun. Sen beni iyi ettin, Allah da seni iyi etsin Kurabiye...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder