Elim ermemiş, halbuki ermeliymiş. Derliyip toplayalım bakalım şimdi.
Dün Hıdırellez'di Kurabiye, senli ilk Hıdır Dede gecesiydi. Her sene bişiler diliyoruz ailecek, hatta babannne bize muskalar hazırlıyor taşıyalım diye. Senede bir gün ipe asıyoruz dualarımızı yani, bir gül ağacı bulup dibine gömüyoruz. Bu yıl birlikte yaptık.
Senli dilekler de dilemek istedim, ne diyeceğimi bilemedim, kocaman şeyler demek istemiyorum senin için çünkü. Büyük adam olsun, onu yapsın, şunu yapsın, osu olsun, şusu olsun, şöyle olsun, böyle olmasın demek istemiyorum. Bildiği gibi olsun demek istiyorum. Bir tek şey diledim onun için, ve hatta hepimize aynı şeyi diledim, hepsi buna çıkmıyor mu neticede, dedim. Yine de çizmem etmem, bunu farketmem, karar vermem uzun sürdü. Babanınki ise bir saniye sürdü, ne istediğimi biliyorum ki ben, dedi. Şıp diye çiziverdi. Sardık sarmaladık, kurdelaladık dualarımızı. Bir gül ağacı bulduk sonra. Sana niyet, bana kısmet aldığımız kova takımının kazma küreğiyle eşeledim ben gülü, baban seni oyaladı, kırmızı balıklara baktırdı. Gömdük dilekleri bahçemize. Hıdır dede duysun sesimizi diye.
Sonra bugün, bir sürü devlet dairesinde koşturduk babanla. Senin hastaneden çıkıp geldiğin ama hiç bilmeyeceğin, hatırlamayacağın evimiz yıkıldı bizim, yeni bir eve dönüşmek için. Kira yardımı alabilmemiz için bir sürü kurumu gezmemiz gerekti, anladım ki yardımı alamayanların en az yarısı bu zorlu kurum gezmelerinde pes ederek alamamıştı paralarını. Biz pes etmedik babanla, sabahın köründen akşamüstünün en güzeline kadar dolandık, hallettik. Sonra tatlı devlet memuru abla dedi ki "ikibuçuk ay sonra bakın paranız yatmış mı diye, yatmadıysa dört ay sonra arayıp sorun n'oldu diye..." oldu, dedik. Kurabiye yürüsün koşsun, o sorsun sizden hesap isterseniz, dedik. Tabi içimizden.
Sonra, ben bugün senli hayatımın ilk birasını içtim Kurabiye, hem de öğle vakti, yani en sevdiğim vakitte. Karşımızda birileri çay simitle kahvaltı ederken, biz bağımlılar gibi soğuk büyük bira istedik. Ne bilsinler annen biraya hasret, baban mükafatlandırmış devlet dairesi kuyruklarında bitap düşmüş kadını. Biraların en güzeli, gündüz içileni Kurabiye. Ay neler diyorum sana, alkol tüm kötülüklerin anası annem. E ben de senin ananım, işte bazen bira içiyorum. Demek ki sen de içebilirsin, tabi büyüyünce. Ve tabi kararınca. Ama güzel olmaz mı karşılıklı içebilsek. Hayat memat desek, kızlar desek, gezilecek yerler desek-yani sen desen artık. Annem benim, desen filmlerdeki gibi.
Ha bir haberim daha var sana. Seni belki Balkan düğününe götüreceğiz, ilk düğünün olacak. Fikri bile güzel değil mi. Seni merak eden cici bir abla-kuzen diyelim hadi:)- gelin olacak. Du bakalım, şimdilik sen uyu, büyü.
Öptüm seni pütürdek ayak parmaklarından...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder