7 Şubat 2015 Cumartesi

Yüzseksensekizinci gün

Bugün sana masallı, şarkılı bir şeyler anlatacağım Kurabiye.

Dün, iki tatlı insanın düzenlediği, masallı, konuşmalı bir geceye katıldım. Masal dünyasıyla ilk resmi tanışmam, yine bu tatlı insanlarla ve yaklaşık bir yıl önceydi, yani sen henüz karnımda bile değilken, ama ben masallar, çocuklar, düşler ve oyunlar için içimde kıpırtılar hissederken. Ve ben hala bir ofiste çalışırken. Dün gece olan biteni seyrederken, dinlerken hep o zamanları hatırladım, oradan başlayacağım.

Masalcı abla yine aynı yere çekmeye çalıştı bizi, yaratıcı olmak için kendinizi, içinizi bırakın, bırakın aksın, dedi. Bilincinizi kapatın, dedi, bırakın içiniz söylesin, siz dinleyin, dedi. Geçen defa bunları dinlerken, bir yandan bu dünyadan bunca uzak olduğum için canım acıyordu biraz, çalışmak insanın iç gözünü kapamasa da kısıyor sanki, ya da ben bilemedim dengesini, sen bilirsin umarım kolaylıkla, güzellikle.

Bu defa, sana da bir gün anlatabilmek, anlatmadan önce de bir şekilde hissettirebilmek için dinledim hepsini, ikimiz için dinledim yani. Garip bir sıcaklıkla, garip çünkü çoğu zaman senin benden yıllarla küçük bir çocuk olduğunu unutuyorum. Hm bunu Kurabiye'ye demeliyim, yapmalıyım diyorum. Ay ne şirin şey, dediklerinde sokakta, ayıyorum bazen duruma, ha o mu evet, benim arkadaş o, diyorum.

Ne diyorduk, anda olmaktan bahsetti yine masalcı abla,hepimiz yanımızda bir şeyler getirdik, bizim için anlamlı bişiler. Hepimiz bir bir anlattık hikayelerimizi sonra o şeyle ilgili. Ve ben gördüm ki, bir sürü güzel düş bahçeli insan var etrafta, seçilmiş de biraraya gelmiş gibi. Ya da hepimizde var bu bahçelerden, ama görmemize yardım edecek bir el gerekiyor bazen. Seninle de oynamak istiyorum bu şeyli oyunlardan biraz daha vakit geçince.

Ben senli bir şey götürdüm doğal olarak geceye, çünkü bu aralar en çok sen varsın günümde gecemde, başka ne götürsem, sana ayıp olacaktı biraz.

Masal anlattı sonra abla bize, bir sürü yetişkin adama, kadına tuttu masal anlattı yine. Şarkısına eşlik ettik, n'oldu o zaman biliyor musun, masalın içine girdik, ve masal dönüştü o zaman, başka bir şey oldu. Bunu da yapalım seninle olur mu, masal bulup, masal yapıp, içine girelim, bakalım nerelere götürüyor, nelere dönüştürüyor bizi. Kaç masal adam edecek bakalım içimizi.

Öptüm uyuyan yanakların, artık yavaş yavaş bizi saran avuç içlerinden...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder