28 Kasım 2015 Cumartesi

Artı yüzonaltıncı gün

Bugün, geçen haftaki operasyon için doktor kontrolün vardı. Sana tam olarak n'apıldığını bugün sorup öğrenebildim. Kasık kistlerin varmış, yukarıda kalan yumurtalıkların, özellikle sol  yumurtalığın açısından sıkıntı yaratan bir durummuş. O beyaz bandajlar altında bu kasık kisti alma işleminin dikişleri varmış.

Kalacak mı o dikişler yani, dedim. Kalacak tabi, bıçak değdi, dedi doktor amca. Ama sonra rahatlattı bizi, sorun olmayacak don içinde kalacak, kızlar onu görene kadar çoktan iş işten geçmiş olacak dedi. Rahatladık biz de. Benimse derdim tüm bu olanı biteni sana olduğu gibi anlatıp anlatmamakla ilgiliydi. Yani hiçbir yara izin kalmayacak olsaydı, sana neyi ne kadar anlatacağımıza ona göre karar verecektik. Seni hafif eksik gedik olarak bu dünyaya getirdiğimizi senden bir şekilde saklamaya çalışacaktık, ama öyle değilmiş işte. İki şık façayla başlıyorsun yolculuğuna. Nazar boncukların ve hatta mümkünse ilk ve son yaraların olsunlar inşallah.

Kızlar yaralayabilir kalbini filan falan belli sınırlar dahilinde. Sınır aşılırsa on kaplan gücünde olabilirim anne olarak, salla gitsin diyebilirim, kadın milleti diyebilirim. Hepsi aynı, diyebilirim. Hep car car ederler diyebilirim. Hiçbir zaman birbirini anlayamaz kadınla erkek, baktın sarmıyor kafanı salla gitsin, diyebilirim. Ki desem de hep sallanmıyor işte, neyse bunlar hep başka derslerin konusu, daha oraya gelmedik biz.

Bugünlük bildiğimiz, operasyonun başarılı geçmiş çok şükür. Bir de iki tane şık yara izin var kasıklarının üzerine, donunun içinde kalacaklar, görenleri aşık edecekler.

Bir de ergen bağırışların başladı, doktora sorduk sünnetle ilgisi var mıdır diye. Yoktur, dedi. Böyle devam etmenden endişe ediyoruz, iki yaş desen diil, huy suy desen diil. başka bişi bu. Sesinin, daha önceden hiç tanımadığın tonlarını deniyor gibisin bazen, ve genellikle aniden. Durup, hususi olarak bağırmak için durup, bağırıp oyuna ya da emeklemeye devam edebiliyorsun. Özetle sen baardıkça bizim ta içimizde bir yerleri titretiyorsun, yapma n'olursun.

Öptük zor daldığın uykunun en güzel köşelerinden. Günü güzelleştiren çocuk, yolun açık, rüyaların renkli, yüzün hep gülücüklü olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder