11 Ekim 2016 Salı

Filmekimi İstanbul'da

Bugün, senin eve gelişinin, hastanedeki kuvez'inden azad edilişinin ikinci yıldönümü. Yani senin ikinci ikinci yaş günün aslında. O yüzden, gecenin bir saati, bergamutlu çay, hindistan cevizli çikolata ve fonda klarnet sesiyle birazcık yazacağım sana.

Filmekimi broşürüne yazmıştım hastane çıkışına gerekecek ilk malzemeleri. O kadar aniden gelmişti ki haberin, "bu Cumartesi taburcu ediyoruz" demişlerdi. Yanımda kağıt kalem adına, o Cumartesi başlayacak Filmekimi broşürü vardı sadece. Bir tulum, bir içlik ve bolca battaniye'yi onun üzerine not almıştım yoğun bakım'ın girişinde.

Gidemedim o yıl festivale, geçen sene de gidemedim, ve bu sene de gidemiyorum. Ama bu yılki benim haytalığımdan. Dayınla başbaşa geçirilmiş, iç ısıtan bir tatilden yeni geldim. Sen ilk defa babanla yalnız kaldın ve çok yakıştınız birbirinize. Babaannenin aldığı sututırla (scooter) gezerek, rüyaya dalmışsın her gece. Baban öyle mutluydu ki senle yalnız kalabilmeyi başardığı için, gözlerinden okunuyordu.

İkiniz de kızmadınız bana, hırpalamadınız gittim diye. Baban sarılarak uğurladı, çokça eğlen kardeşinle, dedi gülümseyerek. Gidebilmek bazen, ne büyük bir lütuf biliyor musun Kurabiye. Gitmem lazımdı ve bunu en iyi siz anladınız, azad ettiniz beni. İçinizle görüp, gönlünüzle yollayıp, kocaman ellerinizle karşıladığınız için beni, binlerce şükran size...

Kardeş, kardeş can, kardeş memleket, kardeş dünya. Kardeş ağlamak, kardeş gülmek, kardeş gecenin bir yarısı bana sarılıp "iyi ki varsın" diyebilen bir mucize. Evlerimizden, kendimizden bir mola isteyip, sığındığımız otel odasında bana sarılan, yatağın öte yanı. Kardeş, can yarısı, can yanması, iç ısıması, ömrün nakışı, söküğü, dikiği.

Gidebilmem lazımdı Kurabiye, beni uğurlayan, sonra da aynı sevinçle karşılayan ellerinize, yüreğinize şükran. Senin, babanın ve dayının...

Bugün masallı bir kadın bir öykü yazdırdı bize, içimize. Mürekkeple, beyaz bir kağıda, kısacık bir öykü yazdırdı tek bir nefeste. Benim öyküm "azad ol" dedi bana. İçindeki o bir türlü halleşemeyen, kadınlardan, adamlardan, çocuklardan, doğmuşlardan doğmamışlardan azad ol artık, dedi.

Senin azad olduğun günün ikinci yıldönümünde kendimi azad ettim, anca kendimin bileceği bir dilde ve şekilde.

Elimi tutan, yüzüme kocaman gülen gözlerinize, kalbinize, sıcaklığınıza şükran. Senin, babanın, ve dayının.








1 yorum: