20 Ağustos 2017 Pazar

Sineklerin gücü adına....

Bu hafta sonu bir eğitimdeydim, sana "okula gidiyorum ben de senin gibi" dedim. Senin okuldan dönüş vaktinde gelmediğimde babanı yoklamışsın; "Ben bu saatte evde oluyordum, bu kadın gelmiyor, ne iş?" diye. Yemem demişsin bu numarayı. Ama yüzmek daha cazip gelmiş bir yandan da, kollukları bile atıp simitle yüzmüşsün tüm havuzu babanla...

Eğitim, benim gibi anneler daha doğrusu yakında anne olacaklar içindi, biraz nefes, biraz drama, biraz oyundu. Çok şey düşündüm, hissettim kendime göre... Birkaç diyecek birikti sana ondan...

Yıllar önce bir yoga kampına gitmiştim, o zaman şirin mi şirin, yumak mı yumak bir kedimiz vardı. Yoga öğretmeni -evet o da okul gibi bişiydi yani senin anlayacağın- güzel bir şeyler düşünün dese, gözümün önüne kocaman tombik yüzüyle kedimiz geliyordu, tüm ekranımı kaplıyordu. Şaşırmıştım, ki kedimizin adı da Şaşkın'dı, belki de her şey ondandı. O dönem için beni en iyi hissettiren şeyin, konuşmasını, anlatmasını, dinlemesini ve anladığımız anlamda sevmesini bilmeyen bir hayvancık olması tuhaf gelmişti.

Bu hafta sonunda her gözümüzü kapatıp güzel bir yer düşlediğimizde, dolu dolu sen geldin aklıma. Oksitosin dediler, tamam ondadır, dedim. Bir yer düşünün dediler, tamam onunladır, dedim. Baban da eğitimin bir kısmında vardı, o ne görmüş diye merak edersen, uyuyakaldığı için bişi görememiş, çok üzgündü. Ama eminim uyuyakalmasa o da seni görürdü.

Ve bu sabah kahvaltıda birden, "ben tüm inekleri, kedileri, köpekleri ve sinekleri çok seviolum..." dedin. Seni ısırıp kaşındıran, bizi de deli eden sinekleri bile sevdiğini söyledin. Özellikle seçtin sineği en sona, adını zikrettin..Ben dedim ki sevme hepsini, tüm insanları da sevme, bazı insanlar kötü, hem de çok kötü, nasıl öğreticez sana bunu- kendi çapında tatsız bir hafta geçirdim, sabahleyin göğsümde oturan bir fille kalktım, seni sardım sakinlemek için, sararken iyi, bırakınca takatsiz kaldım, her şeye öfkem ve umutsuzluğum ondandı- Ama sen gürül gürüldün yine karşımda, ısrar ettin, "seviolum sinekleri" dedin gülümseyerek...

Sevmesini bilen yüreğin ve aklın hep böyle kalsın güzelim. Ben de seni çok seviolum ve hatta sen sevdiğin için sırf, o sinekleri de çok seviolum. Babanı da, her düşeyazdığımda tam yanımda olduğu, benimle üzülebildiği için seviolum en çok.

Dünyayı belki de gerçekten güzellik kurtarır bir gün Kurabiye, ve her şey sadece tek bir insanı, tek bir canlıyı sevmekle başlar şairin dediği gibi. Ve sen ve siz hepiniz, bu dünyaya bunları bilerek geliyorsunuz belki. Tüm sinekleri tüm çocuklar seviyor belki de, tüm canlıları ve cansızları sevdiği gibi... Ve sevmek iyi de geliyor insana, bunu da biliyorsunuz belki hepiniz. İçinizi nasıl güzelleştirdiğini, yüreğinizi tüy gibi hafiflettiğini biliyorsunuz peşinen... Ortalık bazen sevmeyen, sevmesini bilmeyenle dolup taşsa da, siz ezberinizi unutmuyorsunuz belki de Kurabiye....

Beni güzelleştiren yüreğine, nefesine şükran...Tatlı rüyalar güzelim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder